öyle görünüyor ki kruse fesh işleminden zarar görmeyecek. yani biz tazminat falan alamayız gibi hissediyorum.
hukuktan anlamam fakat hukuktan sorumlu yöneticimiz alper pirşen'in sözlerini dinledim az evvel, beinsport'a bağlanmış kendisi, mart ayından bu yana ödeme yapmadık, yüzde 15 indirim talep ettik. sonrasında tek taraflı fesh etti demiş özetle...
öncelikle hani hiçbir oyuncumuza borçu değildik ? bu gözden kaçmasın. sonrasında büyük ihtimalle oyuncunun mukavelesinde belli süre ( atıyorum 60 gün ) alacaklarını karşılamazsanız serbest kalır maddesi vardır. bkz ribery. böyle bir madde varsa ki koyulduğunu düşünüyorum, oyuncu " bana ne corona'dan ben paramı alamıyorsam serbest kalırım " der ve de kalır.

vaktinde ortega da bizden benzer şekilde kaçmıştı. orada tamamen haklıydık, fifa oyuncuya ceza da kesmişti ama biz oradan bir şeyler elde edememiştik. fifa'nın oyuncular ve kulüpler konuşup anlaşması üzerine bir tavsiye kararı var, ama bunun yaptırım gücü maalesef ki yok. fifa ve uefa her zaman oyuncudan yana tavır sergiliyor bu sebeple de pandemi sürecinde olup, ekonomik olarak bütün kulüpler gibi biz de zorda olsak dahi fifa oyuncu uzlaşmadı alacaklarını istemiş, hakkı da varsa gider diyip olayı kapatacaktır.
olan bizim potansiyel bonservis gelirine, verdiğimiz maaşlara ve yaşadığımız itibar kaybına oldu. sanıyor musunuz ki bu olay duyulmadı. şu an avrupa'dan getirmek isteyeceğimiz her oyuncu artık daha maliyetli, daha nazlı olacak.
bize sadece 10-12 milyon euro'ya değil, bu şekilde bir itibar zedelenmesi de yaşatması, zaten son yıllarda sportif başarısızlığın doğurduğu kaliteli futbolcular tarafından pek de tercih edilmeme durumunu daha da arttıracaktır.
ülke olarak belki de taraftar olmanın getirdiği bir durum olarak milyon eurolar kazanıyorlar biraz indirsinler ne olacak demenin gerçekte bir karşılığı yok. bu adamların işi futbol, zorla bana 2-3-4 milyon euro verin demiyorlar, biz toplum olarak alıştrıldığımız için tazminatlarımızı-maaşlarımızı bırakmak bize garip gelmiyor ama oralarda, özellikle de almanya'da bu adamların alacakları gününde yatıyor. kulübün bu kadar borcu varmış, şu kadar kriz olmuş, sportif olarak hedefin altında kalmış onları ilgilendirmez. onlar söz verilen tarihte parasını almak üzerine odaklanmış.

diyebilirsiniz ki parayı isterken profesyonel, ama oynarken değil. evet haklısınız değil. fakat o zaman da şunu söylerim ben de; siz de almasaydınız. oyuncu sizde oynucam diye diretmedi ki biz almak için her şeyi feda eder durumlara düşüyoruz, problem burada. eğer güçlü olsak, o masaya sağlam otursak, biz de oyuncunun bilinen profiline uygun maddeleri o sözleşmeye yazdırırdık. mesela, 2 kilodan fazla alırsan x tl yaptırım, maçtan 2 gün önce gece gezmesine çıktığın tespit edilirse y tl ceza, "15 gol 15 asist yaparsan şu kadar ödül gibi sistemleri organize etmiş olsaydık, o zaman oyuncu da köy kulübü gibi davranamazdı. ya da davranırdı bedelini öderdi. ancak dediğim gibi elimiz güçlü değil, yıllardır da güçlü olmadı.
gönül ister ki bu işten maddi zarar almadan çıkmayalım. fakat sadece maddiyatla kalmayacak, önümüzdeki dönemlerde transfer yaparken de başımıza iş açacak durum bu. zira x oyuncu kruse'yi aradığında orayı futbolcu yönetiyor, sürekli kavga çıkartıp, bağırıp çağırıyor bir de aylarca paranı alamıyorsun, sözleşmeye imza atıyorsun indirim bekliyorlar, bence gitme dediğinde bu kötü referans bize çok zarar verecek.
son olarak yine kimsenin pek aklına gelmeyen ama benim merak ettiğim bir durum daha söz konusu. fenerbahçe; kruse'nin fifa'ya gitmesinin ardınan, uefa'nın da işin içine girmesiyle birlikte ffp'ye uyulmadığı gerekçesiyle avrupa kupalarından men cezası verir mi kulübümüze ? zira her sene borçsuzluk belgeleri imzalıyor bu oyuncular ve en ufak bir şikayette uefa bunu yaptırım olarak karşımıza çıkartıyor. zaten uefa türk kulüplerine karşı ceza verirken olabildiğince şahin davranıyor, bu olay işin tuzu biberi olabilir, korkarım ki.
kısaca yusuf. yeni malatyaspor'un yorulmak bilmeyen, ele avuca sığmayan, maç boyu her yere koşan, basan, ısıran, kemiren, rakibi bozan, topu ayağına aldığında da çar çur etmeyen, teknik kapasitesi ligimiz seviyesinde ve henüz 22 yaşında olması nedeniyle gayet de gelişime açık iki yönlü orta sahası. ocak 2020 ara transfer döneminde 45 bin Euro bedelle Burundi'nin Aigle Noir FC de Makamba takımında transfer edilmiş. öz hakiki burundili kendisi. siz hiç öz hakiki burundili gördünüz mü? şu an avrupa'da aktif futbol oynayan yusuf dışında 5 burundili futbolcu var. biri danimarka'da aalborg'da, biri kuzey irlanda liginde, biri slovak liginde, biri varzim'de yusuf mert tunç'un takım arkadaşı. bir de west bromwich altyapısından yetişen, burundi tarihinin en kariyerli futbolcusu, şu sıralar kiralık olarak belçika'da cherlaroi'da forma giyen saido brahino var. gerçi o da ingiltere'de büyümüş; 15 yaşından beri ingiliz futbol akademilerinde eğitilmiş.. kim izliyor, buluyor, getiriyor bu adamları burundi'den? nette burundi'ye bilet arıyorum, uçuş bulamıyorum! neyse, konuyu dağıtmayım, taraftarımızın kafasını karıştırmayım, erol bulut ile uzun soluklu bir yola çıktık, birkaç kötü sonuçla onun istifasını isteyecek değiliz, zaten devre arası da geliyor, 15-20 transfer daha yapar, önümüze bakarız, nasıl olsa "alo ben emre abin".
Apple TV’nin orijinal dizisi. İkinci sezon için de onay almıştır.
Kansaslı bir Amerikan Futbolu antrenörü, Premier Lig’de bir takımın başına geçirilir.
Absürd bir komedi, teknik taktik detaylardan ziyade takım sinerjisi, ince bir mizah ve samimi insan hikayeleriyle birleşerek keyifli vakit geçirten dakikalara dönüşür.
Her ne kadar bu başlığı #alakasız olarak etiketlesem de, AFC Richmond’ın bile bir hücum planı olması, düşündürücüdür.